LİKYA YOLU HAKKINDA

Likyalıların, M.Ö. 3. bin yılın ikinci yarısında Anadolu'ya gelen ve 2. bin yıl boyunca Güney Anadolu bölgesinde yaşamış, Anadolu´nun en eski Hint-Avrupa kökenli halkı olan Luviler'in dağılmasından sonra kalan bir kısmının devamı olduğu söylenir. Luvi dilinin Hititçe'yle yakınlığı ve Luvilerin de Hititliler'le akraba olduğu göz önünde bulundurulursa Likyaca'nın Hititçe ile bağlantısı anlaşılır. Hitit dilinde Likya´nın adı Lukka´dır. Tarihte bilinen ilk demokratik birliği kurmuş olmakla bilinen Likyalıların yayıldıkları bölge, günümüzde Antalya ve Fethiye arasında kalan, Teke Yarımadası denen bölgedir. Likya'nın önemi, eşsiz doğasından ve yaşayan insanların farklı şehirlerden gelip bir araya gelmiş olmalarına rağmen ortak bir kültür yaratmış ve var oldukları sürece bunu paylaşıp yaşatmış olmalarından ileri gelir. Bu, arkalarında bırakmış oldukları, bugüne kadar ayakta kalabilen eserlerinin izlerinde rahatlıkla görülebilir.

Likya Yolu, Fethiye’den başlayarak Antalya’ya kadar uzanan ve tarihte Likya olarak adlandırılan Teke yarımadasındaki patikalardan bir kısmının işaretlenip haritalanması ile oluşturulmuş yürüyüş rotasıdır. 1999 yılında Kate Clow tarafından hizmete açılmıştır. Çeşitli kaynaklarca dünyanın en iyi 10 uzun mesafe yürüyüş rotasından biri olarak gösterilir. Parkur üzerindeki yerleşim birimlerinde konaklama olanağı mevcuttur. Parkurun tamamı işaretlenmiş olup sponsor kuruluşlar ve gönüllüler tarafından bakımı yapılmaktadır.

Likya Yolu’nun birinci bölümünde Faralya (Uzunyurt) Köyü, Dodurga Köyü, Sdyma, Pınara - Letoon - Xanthos kentleri ve incecik kumlarıyla eski bir liman bölgesi olan Patara yer alır. İkinci bölümünde Antiphellos, Apollonia, Simena, Myra, Limyra, Olympos ve Phaselis bulunur.